vekalet ~ وكالت
Almanca Sözlük - vekalet ~ وكالت maddesi. Sayfa: 365 - Sira: 25

vekalet - وكالت almanca anlamı, وكالت - vekalet almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte وكالت - vekalet kelimesi nasıl geçiyor. vekalet osmanlıca nasıl yazılır. vekalet nedir, vekalet ne demek arapca yazılışı.
Was bedeutet vekalet وكالت auf Türkisch? Was bedeutet vekalet وكالت ? vekalet وكالت Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.
ماذا يعني vekalet وكالت باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ vekalet وكالت معنى القاموس الألماني العثماني.
vekalet وكالت در ترکی به چه معناست؟ vekalet وكالت به چه معناست؟ vekalet وكالت معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.
vekalet ~ وكالت güncel sözlüklerde anlamı:
VEKaLET ::: Vekillik. Birisinin nâmına iş görme. Kendi nâmına hareket etme salâhiyetini başkasına verme. Nezâret, bakanlık. * Vekilin vazife gördüğü bina.
vekâlet ::: (a. i.) : 1) vekillik, başkasının işini görmiye me'mur olma. 2) biri, başkasını kendi yerine geçirme. 3) birinin yerini tutma. 4) nezâret, bakanlık. 5) vekilin vazîfe gördüğü bina. Da'vâ vekâleti : avukatlık. Ders vekâleti : Şeyhislam kapısında öğretim işleriyle uğraşan dâire [imparatorluk zamânında-1.
vekâlet fi-d-nâm ::: huk. nefis hakkında vuku bulan bir cinayeti ispat için muddeî ve mü'ddeâaleyh tarafından bir kimseye verilmiş olan vekâlet.
vekâlet-i devriyye ::: bir başkasına devredilecek, yânî bir başkasını vekîl edecek şekilde birine vekîl olma, her azl edildikçe yenilenen vekâlet.
vekâlet-i hümâyûn ::: tar. pâdişâhların nikâhlı haremleri ile hasekilerin yahut müstefrişelerin çocuk doğurmaları
vekâlet-i muallaha ::: huk. [eskiden] şarta muallak olan vekâlet, [meselâ : "filân tacir buraya gelirse benim şu ineğimi satmak üzere seni vekil ettim" gibi]
vekâlet-i mukayyede ::: huk. bir kayıt ile mukayyet olan vekâlet [meselâ : "şu saatimi bin kuruşa satmıya seni vekil ettim" gibi]
vekâlet-i mutlaka ::: 1) sadrazamlık [Osmanlı im-paratorluğu'nda-] . 2) bir kayıt ile mukayyet olmıyan vekâlet; "şu kadar liraya sat" demek gibi bir kayıtla bağlı olmıyan vekâlet.
vekâlet-i muzâfa ::: huk. bir vakte muzâf olan vekâlet, [mseelâ : "nisan ayında benim hayvanlarımı satmıya seni vekîl ettim" gibi]
vekâlet-i umûmiyye ::: bir kimsenin umûmî vekilliğini üzerine alma.
vekâlet-i uzmâ ::: sadrazamlık (başvekâlet).
vekâlet ::: vekillik, bakanlık.
VEKaLET ::: Vekâlet, îcâb ve kabûl ile olur. Yâni müvekkilin seni vekil yaptım ve vekilin de kabul ettim sözleri ve yazıları ile olur. (Ali Haydar Efendi)
vekâlet ::: vekillik , bakanlık
vekâlet ::: vekillik
vekâlet ::: bakanlık
vekâlet ::: avukatlık
vekâlet ::: Vekillikte bulunma, birisini temsil etme. Başkası nâm ve hesabına bir sözleşmeyle temsil eden kimse. Bakanlık, nâzırlık, icra organında görev alan ve belli işleri yürüten kişinin makamı. Bk md. 386 vd.
vekâlet ::: bakanlık, nazırlık
VEKÂLET :::