Çağdaş Sözlük

fecr ~ فجر

Almanca Sözlük - fecr ~ فجر maddesi. Sayfa: 244 - Sira: 19

fecr - فجر almanca anlamı, فجر - fecr almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte فجر - fecr kelimesi nasıl geçiyor. fecr osmanlıca nasıl yazılır. fecr nedir, fecr ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet fecr فجر auf Türkisch? Was bedeutet fecr فجر ? fecr فجر Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني fecr فجر باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ fecr فجر معنى القاموس الألماني العثماني.

fecr فجر در ترکی به چه معناست؟ fecr فجر به چه معناست؟ fecr فجر معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

fecr ~ فجر güncel sözlüklerde anlamı:

FECR ::: Tan yerinin ağarması. Şafak. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel şarkta hâsıl olan kızıllık. * Bir şeyi genişçe ikiye ayırmak. * Günah işlemek. Fücur ve fısk işlemek. Yalan söylemek. * Tekzib eylemek. * İsyan ve muhalefet eylemek. * Haktan sapmak. Meyletmek. * Söğmek. * Bühtan eylemek. * Su akıp gitmek. * Karışmak. (L.R.)

fecir ::: (a. i.) : (bkz. : fecr).

fecr ::: (a. i.) : sabaha karşı, Güneş doğmadan Önce, ufkun gün doğusu tarafından görünen aydınlığı, tan yerinin ağarması.

fecr-i âtî ::: ed. "gelecek zamanın fecri" 1908 Meşrûtiyeti'nden sonra Edebiyât-ı Cedîde'ye benzemek gayreti ve Servet-i Fünûn mecmuasında, yeni bir "ecole" kurmak arzusiyle toplanan gençlerin takındıkları ad.

fecr-i kâzib ::: (yalancı fecr) : sabaha karşı doğuda, amûdî şekilde görünen aydınlık.

fecr-i mübtesim ::: gülümsiyen fecir.

fecr-i sâdık ::: (hakikî fecir) : şafak sökme.

fecr-i şimalî ::: uzun gece yarılarında kutup bölgelerinde, türlü renkte görünen ışıklar.

fecr ::: fecir, tan.

FECR ::: Resûlullah efendimiz mîlâdın 571. senesi Nisan ayının 20. Pazartesi sabâhı fecr ağarırken, Mekke şehrinde dünyâyı teşrîf etti. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

fecir ::: tan ağartısı

fecr ::: tan yerinin ağarması , tan ağartısı

fecir ::: ‬tan ağartısı

fecr ::: ‬tan ağartısı

fecir ::: (a. i.) (bkz. : fecr).

FECR :::

Tan yerinin ağarması. Şafak. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel şarkta hâsıl olan kızıllık. * Bir şeyi genişçe ikiye ayırmak. * Günah işlemek. Fücur ve fısk işlemek. Yalan söylemek. * Tekzib eylemek. * İsyan ve muhalefet eylemek. * Haktan sapmak. Meyletmek. * Söğmek. * Bühtan eylemek. * Su akıp gitmek. * Karışmak. (L.R.)