Çağdaş Sözlük

Hafi ~ خفی

Almanca Sözlük - Hafi ~ خفی maddesi. Sayfa: 142 - Sira: 21

Hafi - خفی almanca anlamı, خفی - Hafi almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte خفی - Hafi kelimesi nasıl geçiyor. Hafi osmanlıca nasıl yazılır. Hafi nedir, Hafi ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet Hafi خفی auf Türkisch? Was bedeutet Hafi خفی ? Hafi خفی Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني Hafi خفی باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ Hafi خفی معنى القاموس الألماني العثماني.

Hafi خفی در ترکی به چه معناست؟ Hafi خفی به چه معناست؟ Hafi خفی معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

Hafi ~ خفی güncel sözlüklerde anlamı:

HAFi ::: Yalın ayak yürüyen veya koşan. * Çok ikram eden insan. İnsanı güler yüzle karşılayan.

HAFi ::: Gizli. Açıkta olmayan. Saklı. * Fık: Sigasından dolayı değil, bir ârızadan dolayı mânası kapalı kalan lafız.

hâfî ::: (a. s.) : 1) çok ikram eden; insanı güler yüzle karşılıyan [adam]. 2) yalınayak yürüyen, koşan [adam].

hafî ::: (a. s. hafâ'dan. c. : hafiyyât) : gizli, saklı.

hafiyy ü celî ::: gizli ve aşikâr.

hafi ::: (a. i.) : 1) kederlenme, tasalanma. 2) toplanma, toplantı, (bkz. : hafle).

huffî ::: [eskiden] ayaca giyilen çizme lere konacak surette yapılmış olan kitaplar.

hafî ::: gizli, saklı.

HAFi ::: 1. Usûl-i fıkıh ilminde, mânâsı açık olduğu hâlde söyleyenin maksadını ifâde etme husûsunda kapalı, gizli söz.

"Kâtil mîrâsçı olamaz" hadîs-i şerîfinde kâtil lafzı hafîdir. Bu kelimenin, kasten bilerek adam öldürenin mîrâsçı olamıyacağı husûsunda mânâsı açık olduğu hâlde, hatâ ile öldürenin de bu hükmün altına girip girmediği husûsunda kapalıdır. Bu kapalılık sebebiyle âlimler bu konuda farklı hükümler bildirmişlerdir. (Serahsî)

Mâide sûresinin otuz sekizinci âyet-i kerîmesinde hırsıza verilecek cezâdan bahsedilmektedir. Âyet-i kerîmedeki sârık (hırsız) kelimesi hafîdir. Çünkü tarrâr (yankesici) ve nebbâşı (kefen soyucuyu) da içerisine aldığı hususunda kapalıdır. Bunun için, âlimler, âyet-i kerîmede hırsıza verilecek cezânın, yankesiciye de verileceğinde sözbirliği ettikleri halde, kefen soyucu hakkında ihtilâf etmişler, farklı hükümler bildirmişlerdir. (Serahsî, Molla Hüsrev)

2. Tasavvufta âlem-i kebîrdeki beş latîfeden biri.

Kalb, rûh, sır, hafî ve ahfâ latîfelerinin asılları, kökleri âlem-i kebîrdedir. İnsanın dışındaki varlıklara "âlem-i kebîr" denir. (İmâm-ı Rabbânî)

Hafî okunacak yerde cehrî (açık), cehrî okunacak yerde hafî okunursa secde-i sehiv lâzım olur. (Halebî)

Hafi :::


  1. Gizli, saklı.

hâfî ::: gizli , saklı , yalınayak koşan

hafi ::: gizli , yalın ayak yürüyen veya koşan , çok ikram eden insan , insanı güler yüzle karşılayan

hâfî ::: ‬yalınayak koşan

hafî ::: ‬gizli

hâfî ::: (a. s.) 1) çok ikram eden; insanı güler yüzle karşılıyan [adam]. 2) yalınayak yürüyen, koşan [adam].

hafi ::: (a. i.) 1) kederlenme, tasalanma. 2) toplanma, toplantı, (bkz. : hafle).

hafi ::: gizli, saklı

HAFÎ :::

Gizli. Açıkta olmayan. Saklı. * Fık: Sigasından dolayı değil, bir ârızadan dolayı mânası kapalı kalan lafız

HAFİ :::

Yalın ayak yürüyen veya koşan. * Çok ikram eden insan. İnsanı güler yüzle karşılayan