husumet ~ خصومت
Almanca Sözlük - husumet ~ خصومت maddesi. Sayfa: 141 - Sira: 26
husumet - خصومت almanca anlamı, خصومت - husumet almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte خصومت - husumet kelimesi nasıl geçiyor. husumet osmanlıca nasıl yazılır. husumet nedir, husumet ne demek arapca yazılışı.
Was bedeutet husumet خصومت auf Türkisch? Was bedeutet husumet خصومت ? husumet خصومت Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.
ماذا يعني husumet خصومت باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ husumet خصومت معنى القاموس الألماني العثماني.
husumet خصومت در ترکی به چه معناست؟ husumet خصومت به چه معناست؟ husumet خصومت معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.
husumet ~ خصومت güncel sözlüklerde anlamı:
HUSUMET ::: Düşmanlık. Hasımlık. Kincilik. Zıddiyet. Çekişmek. Dâvacı olmak.
husûmet ::: (a. i.) : 1) hasımlık, düşmanlık. 2) kıskançlık, çekememezlik.
husumet ::: düşmanlık.
HUSuMET ::: Erkek vatyden (hanımına yaklaşmaktan, cimâ yapmaktan) âciz ise, Hanefîde kadın, nikâhı fesh (bozmak) için husûmet hakkına mâlik olur. (İmâm-ı Şa'rânî)
Husûmet, kalb hastalıklarındandır. Uhud gazâsında (savaşında), Resûlullah efendimiz, mübârek yüzünü yaralıyan ve mübârek dişini kıranlara lânet (bedduâ= kötü duâ) etmedi, husûmet beslemedi: "Yâ Rabbî! Bunlara hidâyet et (doğru yola kavuştur); anlamıyorlar, bilmiyorlar" diye duâ etti. "Allahü teâlâ için affedeni (bağışlayanı), Allahü teâlâ yükseltir" buyurdu. (Muhammed Hâdimî)
Kalbi dağıtan, hayâtın zevkini gideren, din mürüvvetini (güzelliğini, parlaklığını) alıp götüren, mal husûsundaki husûmet gibi zararlı hiçbir şey yoktur. (İmâm-ı Gazâlî)
Kalblerinde husûmet taşıyan insanların içi; altında ateş yanarak kaynayan tencereler gibi devamlı kaynar ve bu husûmet sebebiyle içlerinden ateş saçılır. (Hassân bin Sâbit)
Husumet :::
- Hasım olma durumu.
- Düşmanlık.
husûmet ::: düşmanlık
husumet ::: düşmanlık
husûmet ::: düşmanlık
husûmet ::: (a. i.) 1) hasımlık, düşmanlık. 2) kıskançlık, çekememezlik.
Husûmet ::: Hasım olma durumu; hasımlık; düşmanlık; (davada) karşı taraf olma
Husumet ::: Bir davanın ikamesi üzerine davacı ile müddeaaleyh arasında husule gelen vaziyeti ifade eder.
Husûmet ::: Hasım olma durumu; hasımlık; düşmanlık; (davada) karşı taraf olma
husumet ::: adavet, düşmanlık
husumet :::
HUSUMET :::