Çağdaş Sözlük

cefa ~ جفا

Almanca Sözlük - cefa ~ جفا maddesi. Sayfa: 111 - Sira: 25

cefa - جفا almanca anlamı, جفا - cefa almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte جفا - cefa kelimesi nasıl geçiyor. cefa osmanlıca nasıl yazılır. cefa nedir, cefa ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet cefa جفا auf Türkisch? Was bedeutet cefa جفا ? cefa جفا Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني cefa جفا باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ cefa جفا معنى القاموس الألماني العثماني.

cefa جفا در ترکی به چه معناست؟ cefa جفا به چه معناست؟ cefa جفا معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

cefa ~ جفا güncel sözlüklerde anlamı:

CEFA ::: Eziyet. Sıkıntı. Zulüm. * Bir şey yerinde durmayıp bir tarafa ayrılmak.

"); cefâ ::: (a. i.) : 1) eziyet, incitme, (bkz. : cevr, ezâ).

cefâ-yı yâr ::: sevgilinin cefâsı. 2) tas. tarîkat adamının kalbinin öğrendiklerinden perîşan olması.

cefâ ::: eziyet.

CEFa ::: Hayâ îmândandır. Fuhuş (çirkin şeyler) söylemek cefâdandır. Îmân Cennet'e, cefâ Cehennem'e götürür. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Şu üç günah, îmânın gitmesine sebeb olur: Birincisi, îmân nîmetine kavuştuğuna şükretmemek. İkincisi, îmânın gitmesinden korkmamak. Üçüncüsü, müminlere ezâ ve cefâ etmek. Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Haksız yere bir müslümanı incitmek, Kâbe'yi yetmiş defâ yıkmaktan daha büyük günahtır. (Hakîm-i Tirmîzî)

Peygamber efendimizin aklı o kadar çoktu ki, Arabistan Yarımadası'nda, sert, inatçı insanlar arasında gelip, çok güzel idâre ederek ve cefâlarına sabrederek, onları yumuşaklığa ve itâate getirdi. Çoğu eski dinlerini bırakıp müslüman oldu. (Yûsuf Sinânüddîn)

Her işe Besmele ile başla. Temiz ol. Dâimâ iyiliği âdet edin. Tembel olma. Namaza önem ver. Nîmete şükr, belâya sabret. Dünyâ rahatına aldanma. Kimseye kızma. Eziyet ve cefâ etme. (Akşemseddîn)

Cefa :::


  1. Büyük sıkıntı, üzgü, eziyet, zulüm
    Örnek: Esirlikte ve cefada, millet ruhunu tavlandıran bir sır olduğuna o akşam inandım. R. E. Ünaydın

cefâ ::: eziyet , sıkıntı , üzme , eziyet etme

cefâ ::: ‬üzme

cefâ ::: eziyet etme

cefa ::: sıkıntı, zulüm

CEFA :::

Eziyet. Sıkıntı. Zulüm. * Bir şey yerinde durmayıp bir tarafa ayrılmak