Çağdaş Sözlük

kefil ~ كفل

Almanca Sözlük - kefil ~ كفل maddesi. Sayfa: 281 - Sira: 14

kefil - كفل almanca anlamı, كفل - kefil almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte كفل - kefil kelimesi nasıl geçiyor. kefil osmanlıca nasıl yazılır. kefil nedir, kefil ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet kefil كفل auf Türkisch? Was bedeutet kefil كفل ? kefil كفل Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني kefil كفل باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ kefil كفل معنى القاموس الألماني العثماني.

kefil كفل در ترکی به چه معناست؟ kefil كفل به چه معناست؟ kefil كفل معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

kefil ~ كفل güncel sözlüklerde anlamı:

KEFiL ::: (Kefâlet. den) Birisinin bir borcu ifâsı lâzım gelirken, ifâ etmediği takdirde, o borcu ifâyı kendi üzerine alan kimse. Kefâlet eden kimse.

kefel ::: (a. i.) : ard, dip, kıç.

kefîl ::: (a. i. kefâlet'den.) : kefalet eden, kaçındığı takdirde birinin borcunu ödemeyi, birinin bir şeyi -yapması gerekirken- yapmadığı takdirde o işi yapmayı kendi üstüne alan kimse.

kefîl-bi-l-mâl ::: fık. bir malın ödenmesine kefil olan kimse

kefîl-bi-n-nefs ::: fık. birinin şahsına kefil olan kimse

kefîl-bi-t-teslîm ::: bir malın teslîmine kefil olan kimse.

kifl ::: (a. i. c. : ekfâl) : hisse, nasîp, pay.

Zül-kifih i. ::: Kur'an'da zikri geçen, rivayete göre adı Bişr ibnü Eyyûb olan zâtın lâkabı.

kefîl ::: "borcunu ödemezse ben ödeyeceğim" diyen.

KEFiL ::: İkindi namazının sünnetini kılıp terk etmeyen kimsenin Cennet'e girmesine kefîlim. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ül-Cenne)

Yetîme kefîl olan ve ona bakan kişi Cennet'te bu parmağın yakın olduğu gibi bana yakın olacaktır. (Hadîs-i şerîf-Reddül Muhtâr)

Kefîle kefîl olmak sahîhtir (olur). Alacaklı borcu üçünden de isteyebilir. İkrâh ile yâni zorla kefîl yapılan, kefîl olmaz. (İbn-i Âbidîn, Ali Haydar Efendi)

Hak teâlâ senin ve âlemin rızkına kefîldir. Rızık için düşünmeye lüzûm yoktur. Çünkü Hak teâlâ tarafından bütün rızıklar taksim edilmiştir. Çalışarak hissene düşen rızkı arayıp bulursun.Bir sadakanın yerine on misli ile mukâbele edildikten sonra, çalışana karşılığı verileceğine hiç şüphe yoktur. (Ahmed binHanbel)

Kefil :::


  1. Borcunu ödemeyenin veya verdiği sözü yerine getirmeyenin bütün sorumluluğunu üzerine alan kimse
    Örnek: Her hâllerine ben kefilim diyordu. H. R. Gürpınar

  2. Kefalet veren kişi.

kefil ::: güvence veren , garantör , kefil , kefalet eden , (kefalet , den) birisinin bir borcu ifası lazım gelirken , ifa etmediği takdirde , o borcu ifayı kendi üzerine alan kimse , kefalet eden kimse

kefel ::: kalça , dip , ard , kıç

kefîl ::: "borcunu ödemezse ben ödeyeceğim" diyen

kefel ::: ‬kalça

kefil ::: ‬kefil

kefil ::: kefalet eden

kefel ::: (a. i.) ard, dip, kıç.

kefil ::: zamin

KEFİL :::

(Kefâlet. den) Birisinin bir borcu ifâsı lâzım gelirken, ifâ etmediği takdirde, o borcu ifâyı kendi üzerine alan kimse. Kefâlet eden kimse