Çağdaş Sözlük

kılavuz ~ قیلاغوز

Almanca Sözlük - kılavuz ~ قیلاغوز maddesi. Sayfa: 273 - Sira: 34

kılavuz - قیلاغوز almanca anlamı, قیلاغوز - kılavuz almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte قیلاغوز - kılavuz kelimesi nasıl geçiyor. kılavuz osmanlıca nasıl yazılır. kılavuz nedir, kılavuz ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet kılavuz قیلاغوز auf Türkisch? Was bedeutet kılavuz قیلاغوز ? kılavuz قیلاغوز Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني kılavuz قیلاغوز باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ kılavuz قیلاغوز معنى القاموس الألماني العثماني.

kılavuz قیلاغوز در ترکی به چه معناست؟ kılavuz قیلاغوز به چه معناست؟ kılavuz قیلاغوز معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

kılavuz ~ قیلاغوز güncel sözlüklerde anlamı:

KILAVUZ ::: Yol gösteren, rehber. * Vapurlara yol gösteren. * Bazı hayvan katarlarının önüne düşüp, onları sevkeden hayvan. * Eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar. * Düşman hakkında mâlumât edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler. * Okçuluk müsabakalarında ilk atılan ok.

Kılavuz :::


  1. Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
    Örnek: Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik. F. R. Atay

  2. Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb.

  3. Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse.

  4. Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse.

  5. Kılavuz kaptan.

  6. Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası.

  7. Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç.

  8. Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne.

  9. 1. Filmlerin, film parçalarının başında, sonunda, aralarında yer alan; filmin alıcı, gösterici, açındırma aygıtı, basım aygıtı, vb. aygıtlara takılıp çıkarılmasını kolaylaştıran; filmi koruyan; asıl film için pay bırakan; boşluk dolduran; bazen çeşitli bilgiler taşıyan ve birçok çeşidi bulunan renkli, renksiz ya da saydamsız, sağlam film parçası

  10. Mıknatıslı kuşaklara takılan aynı nitelikte parça.T. : lider, amors

  11. Budunbilimsel alan araştırmalarında araştırıcıya yardım eden, yol gösteren, araştırıcıyla araştırılan bölge insanları arasında aracılık yapan kişi.T. : rehber

  12. Yol gösteren, rehber. Kılıç Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah.

kılavuz ::: yol gösteren , rehber , vapurlara yol gösteren , bazı hayvan katarlarının önüne düşüp , onları sevkeden hayvan , eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar , düşman hakkında malumat edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler , okçuluk müsabakalarında ilk atılan ok

kılavuz ::: mürşit, öncü, rehber

KILAVUZ :::

Yol gösteren, rehber. * Vapurlara yol gösteren. * Bazı hayvan katarlarının önüne düşüp, onları sevkeden hayvan. * Eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar. * Düşman hakkında mâlumât edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler. * Okçuluk müsabakalarında ilk atılan ok.