Çağdaş Sözlük

kıran ~ قیران

Almanca Sözlük - kıran ~ قیران maddesi. Sayfa: 272 - Sira: 24

kıran - قیران almanca anlamı, قیران - kıran almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte قیران - kıran kelimesi nasıl geçiyor. kıran osmanlıca nasıl yazılır. kıran nedir, kıran ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet kıran قیران auf Türkisch? Was bedeutet kıran قیران ? kıran قیران Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني kıran قیران باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ kıran قیران معنى القاموس الألماني العثماني.

kıran قیران در ترکی به چه معناست؟ kıran قیران به چه معناست؟ kıran قیران معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

kıran ~ قیران güncel sözlüklerde anlamı:

KIRAN ::: (C.: Kırânât) Yakınlık, mukarenet. * Ayrı iki şeyin birleşmesi. * İki gezegenin bir burçta bulunması.

kıran ::: (f. i.) : 1848 den 1927 ye kadar İran'da kullanıan bir gümüş para. [1 1/4 dolar değerinde olup 10 kıran 1 tornan ederdi]

kıran ::: (a. i. c. : kırânât) : 1) yakınlık, (bkz. : mukarenet). 2) iki şeyin birleşmesi. 3) astr. seyyare (* gezegen) lerden ikisinin bir burçta birleşmesi.

kırân-ı nahseyn (nahs-i kıran) ::: astr. Mars (Merîh) ile Satürn (Zuhal) ün aynı burçta birbirine yaklaşması, [kutsuzluk işareti sayılır]

kırân-ı sa'deyn (sa'd-i kıran) ::: Venüs (Zühre) ile Jüpiter (Müşteri) in aynı burçta birbirine yaklaşması, [kutluluk işareti sayılır] . Sâhib-kırân : çok talihli, çok kuvvetli hükümdar).

Kıran :::


  1. Kırma işini yapan (kimse).

  2. Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka sebep, ölet, afet
    Örnek: Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir. S. F. Abasıyanık

  3. Kıyı, kenar, çevre, uç.

  4. Dağ sırtı, tepe, bayır.

  5. Kıraç toprak.

  6. Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı.

  7. 1. Çevre, kıyı, kenar. 2. Ufuk. 3. Tepe, yamaç, bayır.

kıran ::: yakınlık , iki gezegenin bir burçta bulunması

kıran ::: ‬yakınlaşma

kıran ::: iki gezegenin aynı burçta birbirine yaklaşması

kıran ::: (f. i.) 1848 den 1927 ye kadar İran'da kullanıan bir gümüş para. [1 1/4 dolar değerinde olup 10 kıran 1 tornan ederdi]

kıran ::: afet, bayır, çevre, kenar, kıyı, tepe, uç

KIRAN :::

(C.: Kırânât) Yakınlık, mukarenet. * Ayrı iki şeyin birleşmesi. * İki gezegenin bir burçta bulunması