Kabil ~ قابل
Almanca Sözlük - Kabil ~ قابل maddesi. Sayfa: 251 - Sira: 3
Kabil - قابل almanca anlamı, قابل - Kabil almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte قابل - Kabil kelimesi nasıl geçiyor. Kabil osmanlıca nasıl yazılır. Kabil nedir, Kabil ne demek arapca yazılışı.
Was bedeutet Kabil قابل auf Türkisch? Was bedeutet Kabil قابل ? Kabil قابل Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.
ماذا يعني Kabil قابل باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ Kabil قابل معنى القاموس الألماني العثماني.
Kabil قابل در ترکی به چه معناست؟ Kabil قابل به چه معناست؟ Kabil قابل معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.
Kabil ~ قابل güncel sözlüklerde anlamı:
KABiL ::: Kabul eden. Olabilir, istidatlı, mümkün olan, önde ve ileride olan.
KABiL ::: Gibi, türlü, biraz evvel, az önce. Aşikâr. İleri gelen. Kabul eden. * Sınıf, nevi, soy. * Kefil. * Birbirine muhalif kavimden üç beş kişi.
Kabil ::: (a. h. i.) : Afganistan'ın hükümet merkezî, başkendi. [aslı : "Kâbül" dür]
kabîl ::: (a. i. kabl'den.) : 1) soy, nevi, sınıf. 2) zf. türlü, gibi. 3) biraz evvel, az önce.
kabil ::: ("ka" uzun okunur, a. s. kabûl'den.) : 1) kabul eden, kabul edici. 2) olan, olabilir, (bkz. : mümkin).
kabil-i emânet ::: insan (emânet kabul eden-) : [âyet-i kerîmeye telmîhan]
kabil-i feyz-i safa ::: neşenin feyzini kabul eden.
kabil-i hitâb ::: kendisiyle konuşulabilir, söz anlar.
kabil-i inkisar ::: kırılabilir, kolaylıkla kırılması mümkün olan şeyler.
kabil-i inkişâf, ::: geo. bir yanından kesilip bir düz üzerine tatbik olunduğu zaman, yırtılmadan, bükülmeden bir satıhları ('düzeyleri) bir düz hâline gelebilen şekiller, cisimler.
kabil-i istînâf ::: huk. bidayet mahkemelerinden verilip de, başka bir mahkeme tarafından görülen ve muhakemesi kanunen caiz ve mümkün olan (dâvalar).
kabil-i kısmet ::: huk. [eskiden] kendisinden maksut olan menfaat zail olmıyacak veçhile takdime sâlih olan müşterek mal.
kabil-i temyiz ::: huk. temyiz mahkemesince görülebilecek olan [dâvalar] . 3) yetişebilir, istidatlı. 4) i. erkek ebe.
kabil ::: olabilir, gibi, türlü.
Kabil :::
- Olabilir, mümkün
Örnek: Ben onu bir göreyim, dedi, kabil mi? P. Safa - Türlü, gibi, benzer.
- Tür, cins.
kābîl ::: gibi
kàbil ::: mümkün
kâbil ::: gibi , kabul eden , olabilir , mümkün , yetenekli , türlü
kabîl ::: gibi , benzeri
kâbil ::: mümkün
kâbil ::: yetenekli
kabîl ::: gibi
kabîl ::: benzeri
Kabil ::: (a. h. i.) Afganistan'ın hükümet merkezî, başkendi. [aslı :
kabîl ::: (a. i. kabl'den.) 1) soy, nevi, sınıf. 2) zf. türlü, gibi. 3) biraz evvel, az önce.
kabil ::: (
Kabil ::: Kabul eden; kabul edici; olan; olabilir
Kabil ::: Kabul eden; kabul edici; olan; olabilir
kabil ::: benzer, cins, gibi, mümkün, olabilir, tür, türlü
kabil :::
KABİL :::