Çağdaş Sözlük

tabi' ~ طابع

Almanca Sözlük - tabi' ~ طابع maddesi. Sayfa: 219 - Sira: 30

tabi' - طابع almanca anlamı, طابع - tabi' almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte طابع - tabi' kelimesi nasıl geçiyor. tabi' osmanlıca nasıl yazılır. tabi' nedir, tabi' ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet tabi' طابع auf Türkisch? Was bedeutet tabi' طابع ? tabi' طابع Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني tabi' طابع باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ tabi' طابع معنى القاموس الألماني العثماني.

tabi' طابع در ترکی به چه معناست؟ tabi' طابع به چه معناست؟ tabi' طابع معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

tabi' ~ طابع güncel sözlüklerde anlamı:

TABi' ::: Birinin arkası sıra giden, ona uyan. Boyun eğen. İtaat eden. * Gr: Kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan. * Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmüş olanları, ashabını görüp, onlardan hadis dinlemiş olan.

TABi' ::: Kitap basan, tab'eden. Kitap bastıran. Matbaacı. Editör.

tâbi' ::: (a. s. teb'den. c. : tabiîn, tâbiûn, tebea, tevabi') : 1) birinin arkası sıra giden, ona uyan. 2) boyun eğen, bağlı kalan; birinin emri altında bulunan. 3) a. gr. kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan [kelime] . tâbi cümle : gr. bağınlı cümle, yan cümle, fr. proposition subordonnee. 4) i. Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'i görmüş olanları (eshâbı) görüp kendisinden hadîs dinlemiş olan.

tâbi' ::: (a. s. tab'dan) : 1) tab'eden, kitap basan; kitap bastıran. 2) i. matbaacı; editör.

tâbi' ::: kitap basan , basan

tâbi’ ::: ‬kitap basan

tâbi' ::: (a. s. teb'den. c. : tabiîn, tâbiûn, tebea, tevabi') 1) birinin arkası sıra giden, ona uyan. 2) boyun eğen, bağlı kalan; birinin emri altında bulunan. 3) a. gr. kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan [kelime] . tâbi cümle : gr. bağınlı cümle, yan cümle, fr. proposition subordonnee. 4) i. Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'i görmüş olanları (eshâbı) görüp kendisinden hadîs dinlemiş olan.

tâbi' ::: (a. s. tab'dan) 1) tab'eden, kitap basan; kitap bastıran. 2) i. matbaacı; editör.

TABİ' :::

Birinin arkası sıra giden, ona uyan. Boyun eğen. İtaat eden. * Gr: Kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan. * Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmüş olanları, ashabını görüp, onlardan hadis dinlemiş olan