Çağdaş Sözlük

delil ~ دلیل

Almanca Sözlük - delil ~ دلیل maddesi. Sayfa: 153 - Sira: 10

delil - دلیل almanca anlamı, دلیل - delil almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte دلیل - delil kelimesi nasıl geçiyor. delil osmanlıca nasıl yazılır. delil nedir, delil ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet delil دلیل auf Türkisch? Was bedeutet delil دلیل ? delil دلیل Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني delil دلیل باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ delil دلیل معنى القاموس الألماني العثماني.

delil دلیل در ترکی به چه معناست؟ delil دلیل به چه معناست؟ delil دلیل معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

delil ~ دلیل güncel sözlüklerde anlamı:

DELiL ::: Kılavuz. Doğru yolu gösteren. Meçhûlü keşfetmekte ve malumun sıhhatını isbat etmekte vasıta ve âlet ittihaz olunan husus. * Beyyine. Bürhan.

delil ::: (a. i. c. : delâil, edille) : 1) yol gösteren, kılavuz. 2) şahit, belge, tanık, (bkz. : beyyine, burhan).

delil-i akli ::: düşünülerek bulunan delil.

delîl-i nakli ::: üstad delili.

delîl-ül-ibâd ::: Mehmed bin Sinân-üd-dîn adlî bir zat tarafından 1481 (H. 886) yılında manzum ve mensur olarak kaleme alınmış dînî bir eserdir.

delîl ::: yol gösterici, kanıt.

DELiL ::: 2. Din bilgilerinin elde edildiği kaynak, vesîka. (Bkz. Edille-i Şer'iyye)

Din bilgilerinin elde edildiği delîller dörttür: Bunlar; Kitâb (Kur'ân-ı kerîm), sünnet, icmâ ve kıyâstır. (Abdülganî Nablüsî)

Delîl, bir şeyin haram olması için aranır. Helâl olması için delîl aranmaz. (İbn-i Âbidîn)

DELiL ::: 2. Din bilgilerinin elde edildiği kaynak, vesîka. (Bkz. Edille-i Şer'iyye)

Din bilgilerinin elde edildiği delîller dörttür: Bunlar; Kitâb (Kur'ân-ı kerîm), sünnet, icmâ ve kıyâstır. (Abdülganî Nablüsî)

Delîl, bir şeyin haram olması için aranır. Helâl olması için delîl aranmaz. (İbn-i Âbidîn)

Delil :::


  1. İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
    Örnek: Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu. P. Safa

  2. Kanıt
    Örnek: Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı. S. F. Abasıyanık

  3. Kılavuz, rehber.

delîl ::: rehber , kanıt

delil ::: kılavuz

delîl ::: ‬kanıt

delîl ::: rehber

delîl ::: şahit

Delil ::: Kanıt; tanıt; ipucu

Delil ::: Kanıt; tanıt; ipucu

delil ::: dayanak, emare, gerekçe, ip ucu, kanıt, rehber

delil :::

kanıt; tanıt; ipucu

DELİL :::

Kılavuz. Doğru yolu gösteren. Meçhûlü keşfetmekte ve malumun sıhhatını isbat etmekte vasıta ve âlet ittihaz olunan husus. * Beyyine. Bürhan