Çağdaş Sözlük

delalet ~ دلالت

Almanca Sözlük - delalet ~ دلالت maddesi. Sayfa: 152 - Sira: 10

delalet - دلالت almanca anlamı, دلالت - delalet almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte دلالت - delalet kelimesi nasıl geçiyor. delalet osmanlıca nasıl yazılır. delalet nedir, delalet ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet delalet دلالت auf Türkisch? Was bedeutet delalet دلالت ? delalet دلالت Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني delalet دلالت باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ delalet دلالت معنى القاموس الألماني العثماني.

delalet دلالت در ترکی به چه معناست؟ delalet دلالت به چه معناست؟ delalet دلالت معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

delalet ~ دلالت güncel sözlüklerde anlamı:

DELALET ::: Delil olmak. Yol göstermek. Kılavuzluk. Doğru yolu bulmakta insanlara yardım etmek. * İşaret.

delâlet ::: (a. i. c. : delâlât) : 1) gösterme, yol gösterme, kılavuzluk, alâmet olma. 2) iz, işaret.

delâlet ::: delil olma, yol gösterme.

Delâlet ::: Söz ile anlam arasındaki bağlantı. Bir sözcüğün okunduğu ya da söylendiği zaman beyinde canlandırdığı anlam. İki başlıkta incelenir:
Sözle alakalı olmayan delâlet (gayr-i lafzi delâlet): Bu da ikiye ayrılır:
Delâlet-i vaz’iyye: Sözcükle anlamı arasında sözle ilgili olmayan çağrışıma dayalı bir bağlantı vardır. Şemsiyenin yağmuru anımsatması gibi.
Delâlet-i akliye: Parçanın bütünü, eserin yayıncısını, kainatın Allah’ı anımsatması gibi.
Sözle alakalı delâlet (Lafz-ı delâlet): Bu da üçe ayrılır:
Delâlet-i mutabıkiye (Uygunluk): Sözün, ifade ettiği şeyin bütününü ifade etmesi. Örneğin ev denince bütün odalarının akla gelmesi gibi.
Delâlet-i tazammuniye: Sözün ifade ettiği şeyin bir bölümünü ifade etmesi. Musluktan çeşme, evden oda gibi.
Delâlet-i iltizamiye: Sözün kendi anlamı için gerekli olan bir başka anlamda kullanılması. Eli açık, gönlü geniş, ağzı sıkı gibi.

delâlet ::: delil olma , yol gösterme , delillik , yol göstermek

delâlet ::: ‬delillik

delâlet ::: yol gösterme

delâlet ::: (a. i. c. : delâlât) 1) gösterme, yol gösterme, kılavuzluk, alâmet olma. 2) iz, işaret.

Delalet ::: Gösterme, yol gösterme, kılavuzluk, iz, işaret, aracılık.

Delâlet ::: Gösterme; yol gösterme; kılavuzluk; iz; işaret; aracılık

Delâlet ::: Gösterme; yol gösterme; kılavuzluk; iz; işaret; aracılık

delalet ::: aracılık, işaret, iz, vasıtacılık

delalet :::

delâlet - gösterme; yol gösterme; kılavuzluk; iz; işaret; aracılık

DELALET :::

Delil olmak. Yol göstermek. Kılavuzluk. Doğru yolu bulmakta insanlara yardım etmek. * İşaret