ders ~ درس
Almanca Sözlük - ders ~ درس maddesi. Sayfa: 149 - Sira: 11
ders - درس almanca anlamı, درس - ders almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte درس - ders kelimesi nasıl geçiyor. ders osmanlıca nasıl yazılır. ders nedir, ders ne demek arapca yazılışı.
Was bedeutet ders درس auf Türkisch? Was bedeutet ders درس ? ders درس Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.
ماذا يعني ders درس باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ ders درس معنى القاموس الألماني العثماني.
ders درس در ترکی به چه معناست؟ ders درس به چه معناست؟ ders درس معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.
ders ~ درس güncel sözlüklerde anlamı:
DERS ::: Tenbih, tâlimat, vazife. Bir şeyi öğrenmek için muallim veya o işi iyi bilen birisinden azar azar alınan vazife. * Akıl.
ders ::: (a. i. c. : dürûs) : 1) bir şeyi öğrenmek için öğretmenden azar azar alınan vazîfe. 2) tenbih, telkin; tâlîmat, direktif. 3) akıl. Sana kim ders verdi : sana kim akıl verdi.
ders-i âmm ::: [evvelce] talebeye, medreseliye ve herkese ders vermiye yetkili bulunan kimse, cami hocası.
ders-i ibret ::: (ibret dersi) : göz açacak şey, us payı.
ders vekâleti ::: [evvelce] Şeyhislâm kapısında, medrese talebesi ve bunların dersleriyle meşgul olan dâire.
Ders :::
- Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi
Örnek: Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu. S. F. Abasıyanık - Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre.
- Öğrencinin öğrenmek zorunda olduğu bilgi
Örnek: Bir yakınlık kurmak için derslerini soracak oluyordu. N. Cumalı - Bir olayın bellekte bıraktığı öğretici iz, öğüt, ibret
Örnek: En iyisi, kıyının verdiği şu ekoloji dersini uygulamak mı dersiniz? H. Taner - 1- Öğrencilere bir konuyu anlatmak, bir sorunu açıklamak ya da birtakım becerileri kazandırmak için yapılan kısa süreli öğretim. 2- Öğretim süresince ve kimi durumlarda öğretmenin yaptığı açıklamalar, küme tartışmaları ve alıştırmalar yoluyle öğrenilen şey. 3- Belirli bir süre üzerinde çalışılan konu. 4- Öğrencilerin, öğrenmek durumunda bulundukları bilgi, beceri ve anlayışlar.
ders ::: tenbih , talimat , vazife , bir şeyi öğrenmek için muallim veya o işi iyi bilen birisinden azar azar alınan vazife , akıl
ders ::: çimke, ibret, muhazara, öğüt
DERS :::