Huccet ~ حجت
Almanca Sözlük - Huccet ~ حجت maddesi. Sayfa: 127 - Sira: 29

Huccet - حجت almanca anlamı, حجت - Huccet almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte حجت - Huccet kelimesi nasıl geçiyor. Huccet osmanlıca nasıl yazılır. Huccet nedir, Huccet ne demek arapca yazılışı.
Was bedeutet Huccet حجت auf Türkisch? Was bedeutet Huccet حجت ? Huccet حجت Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.
ماذا يعني Huccet حجت باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ Huccet حجت معنى القاموس الألماني العثماني.
Huccet حجت در ترکی به چه معناست؟ Huccet حجت به چه معناست؟ Huccet حجت معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.
Huccet ~ حجت güncel sözlüklerde anlamı:
hüccet ::: (a. i.) : 1) senet, vesika, delil, [eskiden, şeriat mahkemesinden verilen bir hak veya bir sahiplik gösteren resmî vesîka (* belge)]. 2) seçkin âlimlere verilen unvan
Hüccet-ül-lslâm ::: İmâm-ı Gazâlî.
hüccet-i dâfia ::: huk. [eskiden] bir şeyi ispata delil olmayıp talep ve iddiayı defide delil olan hüccet : istishap gibi. [meselâ hayâtı, istishap tarikiyle sabit olan mefkudun veresesi "ihtimal ki ölmüştür" diye malını aralarında taksim edemezler, istishap veresenin bu husustaki talep ve iddialarını defide hüccettir. Fakat istishap mefkudun irse İstihkakında, yânî başkasının vâris olması hususunda delil ve hüccet olamaz].
hüccet-i kasıra ::: ["ka" uzun okunur] : huk. [eskiden şahsa maksur ve münhasır olup başkasına sirayet etmiyen hüccet; ikrar ve yeminden nukûl gibi].
hüccet-i müsbite ::: huk. bir şeyi isbatta delîl olan hüccettir : şahadet gibi : [buna "hüccet-i muzlime" de denir].
hüccet-i müteaddiyye ::: huk. [eskiden] hükmü yalnız taraflara münhasır kalmayıp dâva ile sâlr alâkadar olanlara da sirayet ve tecâvüz eden beyyi-nedir. [nesebi veya mülkiyeti ispat eden şahadet gibi].
hüccet-i zahriyye ::: huk. [eskiden] zahrında sebebi yazılan hükmün tasdikli suretini hâvî hüccet.
HUCCET ::: Temizliğini tam yapıp, vakitlerine uyarak beş vakit namaza devâm eden kimseye o namaz kıyâmet gününde nûr, huccet ve delîl olur. Kim namazı zâyi ederse, Fir'avn ve Hâmân ile haşrolur. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Elli dört farzdan biri de Kur'ân-ı azîm-üş-şânı huccet, tutmak, O'nun hükmüne râzı olmaktır. (Muhammed bin Kutbüddîn İznikî)
2. Şer'î mahkemelerde bir dâvânın şâhitlerini dinledikten sonra kâdının verdiği hükmün yazıldığı îlâm, belge.
huccet ::: delil , kanıt
hüccet ::: delil , belge , vesika , senet
huccet ::: delil
huccet ::: kanıt
hüccet ::: delil
hüccet ::: belge