ocak ~ اوجاق
Almanca Sözlük - ocak ~ اوجاق maddesi. Sayfa: 43 - Sira: 48
ocak - اوجاق almanca anlamı, اوجاق - ocak almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte اوجاق - ocak kelimesi nasıl geçiyor. ocak osmanlıca nasıl yazılır. ocak nedir, ocak ne demek arapca yazılışı.
Was bedeutet ocak اوجاق auf Türkisch? Was bedeutet ocak اوجاق ? ocak اوجاق Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.
ماذا يعني ocak اوجاق باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ ocak اوجاق معنى القاموس الألماني العثماني.
ocak اوجاق در ترکی به چه معناست؟ ocak اوجاق به چه معناست؟ ocak اوجاق معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.
ocak ~ اوجاق güncel sözlüklerde anlamı:
Ocak :::
- Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer
Örnek: Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar. Halikarnas Balıkçısı - Şömine
Örnek: Ocağın önünde oturup acayip bir dikkatle odunların yanışına bakar. Y. K. Karaosmanoğlu - Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet
Örnek: Anlaşılan çamaşırcı giderken ocağı tam söndürmemiş olacak. H. Taner - Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer
Örnek: Konuşmalar iyice kızışmaya başladığı vakit kahve ocağının önünde görünür. S. Birsel - Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer.
- Bahçelerde ve bostanlarda her tür meyve ve sebze ekimine ayrılmış, çevresinden biraz yükseltilmiş toprak parçası
Örnek: Mustafa, arkasına güçlü kuvvetli bir kadın takmış, üç evleğine çizgiler, ocaklar açıyordu. S. F. Abasıyanık - Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer
Örnek: Başlangıçtan beri burası bir vatansever ocağı idi. F. R. Atay - Ev, aile, soy
Örnek: Henüz temelleri atılmayan kendi ocağım kurulmadan yıkılmıştı. A. Gündüz - Bir takımyıldızın adı.
ocak ::: aile, ev, kucak, soy, şömine