İstihzâ ~ استهزاء
Almanca Sözlük - İstihzâ ~ استهزاء maddesi. Sayfa: 22 - Sira: 32
İstihzâ - استهزاء almanca anlamı, استهزاء - İstihzâ almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte استهزاء - İstihzâ kelimesi nasıl geçiyor. İstihzâ osmanlıca nasıl yazılır. İstihzâ nedir, İstihzâ ne demek arapca yazılışı.
Was bedeutet İstihzâ استهزاء auf Türkisch? Was bedeutet İstihzâ استهزاء ? İstihzâ استهزاء Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.
ماذا يعني İstihzâ استهزاء باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ İstihzâ استهزاء معنى القاموس الألماني العثماني.
İstihzâ استهزاء در ترکی به چه معناست؟ İstihzâ استهزاء به چه معناست؟ İstihzâ استهزاء معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.
İstihzâ ~ استهزاء güncel sözlüklerde anlamı:
iSTiHZA ::: Alay etmek, birisi ile eğlenmek. * Birisini gülünç duruma düşürmek, maskara etmek.
istihza' ::: (a. i.) : biriyle alay etme. (bkz. : istishâr).
istihzâ ::: ince alay.
iSTiHZa ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Münâfıklar (hakka inanmadıkları hâlde inanmış görünenler) mü'minler ile karşılaştıklarında, biz de sizin gibi mü'minleriz derler. Kendilerini saptıran, insan şeytanları olan reisleri (veya dostları) ile yalnız kaldıklarında; "Biz sizin dîniniz üzereyiz. Biz ancak mü'minlerle istihzâ ediyoruz" derler. Allahü teâlâ onların bu istihzâlarının cezâsını verir. (Bekara sûresi: 14-15)
(Dünyâda) insanlarla istihzâ eden birine, âhirette Cennet'ten bir kapı açılır ve; "Buyur gel" denir. O kişi sıkıntılı ve telaşlı olarak gelir. Fakat kapı kapanır. Sonra başka bir kapı açılır. O kişi yine sıkıntılı ve üzgün bir hâlde bu kapıya gelir, o da kapanır. Bu hâl o kadar devâm eder ki, artık o kişiye "gel" diye seslendikleri hâlde gidemez duruma gelir. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Ebiddünyâ)
İstihzâ, insanın vekârını (ağır başlılığını) kaybettirir. Yüzünden hayâyı (utanmayı) kaldırır, karşı tarafta kin ve nefret uyandırır. Dostluğun tadını kaçırır. İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır. Hâtıraları öldürür. Kusurları çoğaltır. Günahları açığa çıkartır. (İmâm-ı Gazâlî)
İstihza :::
- Gizli veya ince alay
Örnek: Sivri burnu, korkunç bir istihza ile şimdi bana doğru uzamıştı. Y. Z. Ortaç
istihzâ ::: alay etmek , alay etme , alay
istihzâ ::: alay
istihza' ::: (a. i.) biriyle alay etme. (bkz. : istishâr).
İSTİHZA :::