Çağdaş Sözlük

vech ~ وجه

Almanca Sözlük - vech ~ وجه maddesi. Sayfa: 362 - Sira: 13

vech - وجه almanca anlamı, وجه - vech almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte وجه - vech kelimesi nasıl geçiyor. vech osmanlıca nasıl yazılır. vech nedir, vech ne demek arapca yazılışı.

Was bedeutet vech وجه auf Türkisch? Was bedeutet vech وجه ? vech وجه Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.

ماذا يعني vech وجه باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ vech وجه معنى القاموس الألماني العثماني.

vech وجه در ترکی به چه معناست؟ vech وجه به چه معناست؟ vech وجه معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.

vech ~ وجه güncel sözlüklerde anlamı:

VECH ::: (Vecih) Yüz, çehre, surat. * Tarz, üslub. * Her şeyin karşısına gelen ve karşısında olan. Satıh. Ön. Alın. Cephe. * Tarih. * Suret. * Sebeb. * Bir şeyin nefsi ve zatı. * Semt. Cihet. * Münasebet.

vech ::: (a. i. c. : vücûh) : 1) yüz, surat, çehre. 2) üst, satıh, düz, yüz.

vech-iil-arz ::: yer yüzü. 3) ön, alın. (bkz. : ceb-he). 4) üslûp, tarz. 5) sebep, vesîle, münâsebet. 6) vâsıta.

vech-i ahar ::: başka sebepten.

vech-i ahsen ::: en iyi yol.

vech-i arazbar ::: müz. Türk müziğinde bir mürekkep makamdır. Kemânî Hızır Ağa tarafından terkîbedilmiş olduğuna göre iki asırlıktır. Tanbûrî Irak'ın devr-i kebîr peşrevi ile saz semaisi, Ahmet Aija'nın hafif bestesi ile ağır aksak semaîsi ve bir ağır düyek şarkı, balıkçı Hafız Ef. nin ağır aksak şarkısı makama misaldir. Vech-i arazbar, arazbar makamının ilk iki dizisi olan yegâh'da beyâtî ve çârgâh'da rast beşlisi ile segah dörtlüsünden ibarettir. Donanımına "si" ve "mi" koma bemolleri yazılır. Yegâh'da beyâtî için "si" bekar ve "si" küçük mücenneb bemolü nota içerisinde kullanılır. Segâ dörtlüsü ile segah perdesinde durur. Güçlüsü, terkibind

vech-i hüseynî ::: müz. hüseynî aşîran makamına bâzı eski eserlerde (meselâ muraclnâme'de) verilen isimdir.

vech-i mülâhaza ::: nokta-i nazar, fr. point de vue. Min vechin : bir bakımdan. vech-i maişet : geçim vasıtası.

vech-i pûselik ::: müz. Türk müziğinin bir kaç asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.

vech-i şebek ::: ed. teşbihin dört rüknünden biri olup müşebbehün-bih ile müşebbeh arasında müşterek olan ma'nevî emir. [meselâ : "şu bağ cennet gibidir" cümlesindeki bağ müşebbeh, cennet müşebbehün-bih olup aralarındaki müşterek olan ma'nevî emir de : "letafet, zînet" dir]

vech-i şehnaz ::: müz. Türk müziğinde bir mürekkep makamdır. Sûz-i dil, şehnaz, eviç ve araban makamlarından veya bu makamların muhtelif dizi parçalarından ibaret karışık bir mürekkeptir. Dügâh (lâ) perdesinde kalır. A. A. Konuk'un kâr-ı nâtık'ının 52 numaralı ağır düyek parçası makama misâldir.

vech-ül-hakk ::: tas. her şeyin hakikati.

vech ::: vecih, yüz, tarz, ön, alın, sebep, ilgi.

vecih ::: yüz , yön

vech ::: yüz , tarz , alın , ön , sebep , çehre , surat , üslub , satıh , cephe , ilgi , münasebet

vech ::: ‬yüz

vech ::: sebep

vech ::: ilgi

vech ::: münasebet

vech ::: vasıta

vech ::: yüzey

VECH :::

(Vecih) Yüz, çehre, surat. * Tarz, üslub. * Her şeyin karşısına gelen ve karşısında olan. Satıh. Ön. Alın. Cephe. * Tarih. * Suret. * Sebeb. * Bir şeyin nefsi ve zatı. * Semt. Cihet. * Münasebet