mutlak ~ مطلق
Almanca Sözlük - mutlak ~ مطلق maddesi. Sayfa: 324 - Sira: 29

mutlak - مطلق almanca anlamı, مطلق - mutlak almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte مطلق - mutlak kelimesi nasıl geçiyor. mutlak osmanlıca nasıl yazılır. mutlak nedir, mutlak ne demek arapca yazılışı.
Was bedeutet mutlak مطلق auf Türkisch? Was bedeutet mutlak مطلق ? mutlak مطلق Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.
ماذا يعني mutlak مطلق باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ mutlak مطلق معنى القاموس الألماني العثماني.
mutlak مطلق در ترکی به چه معناست؟ mutlak مطلق به چه معناست؟ mutlak مطلق معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.
mutlak ~ مطلق güncel sözlüklerde anlamı:
MUTLAK ::: Salıverilmiş. Itlak olunmuş. Serbest. * Kat'i. Şüphesiz. * Aslâ bir şarta bağlı olmayan. Yalnız, tek. (Bak: Itlâk)(Âyet, neye felâh bulacaklarını tâyin etmiyor. Güya o sükûtla der: Ey müslümanlar! Müjde size. Ey müttakî! Sen Cehennem'den felâh bulursun. Ey Arif! Sen Rızâ-yı İlâhîye nâil olursun. Ey âşık! Sen rü'yete mazhar olursun... Ve hâkezâ... İşte Kur'an, câmiiyyet-i lâfziyye cihetiyle kelâmdan, kelimeden, huruftan ve sükûttan her birisinin binler misâllerinden yalnız nümune olarak birer misal getirdik. Âyeti ve kıssatı bunlara kıyas edersin. S.)
mutlak ::: sınırlandırılmamış, salıverilmiş.
MUTLAK ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: "... Köle âzâd etmektir." (Beled sûresi: 13) (Âyet-i kerîmedeki "köle" sözü mutlaktır. Çünkü müslim veya gayr-i müslim, teklik veya çokluk gibi herhangi bir şey ile kaydlanmamıştır. Yeminini bozan kimsenin keffârete gücü yetiyorsa, herhangi bir köle veya câriye âzâd eder, hürriyetine kavuşturur. Yâhut zekât alması câiz olan erkek veya kadın on fakiri bir gün sabahlı akşamlı olmak üzere iki defâ doyurur veya on fakire bu değerde kumaş, havlu, mendil, çorap, çamaşır gibi bir şey verir. Bu üçünden birini yapmayan fakir, üç gün ardarda oruç tutar. (İbn-i Âbidîn)
Mutlak :::
- Salt
Örnek: Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. H. E. Adıvar - Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık.
- Kesin olarak, mutlaka.
- saltık, salt. ~ butlân: çürüklük (Nichtigkeit, nullité) (karş. nisbî butlân).
mutlak ::: sınırsız , salıverilmiş
mutlak ::: kesin
mutlak ::: bağımsız, kesin, kesinlikle, muhakkak, salt
MUTLAK :::