usul ~ اصول
Almanca Sözlük - usul ~ اصول maddesi. Sayfa: 27 - Sira: 40
usul - اصول almanca anlamı, اصول - usul almanca osmanlıca ne demek. Osmanlıca-Almanca sözlükte اصول - usul kelimesi nasıl geçiyor. usul osmanlıca nasıl yazılır. usul nedir, usul ne demek arapca yazılışı.
Was bedeutet usul اصول auf Türkisch? Was bedeutet usul اصول ? usul اصول Bedeutung des osmanischen deutschen Wörterbuchs.
ماذا يعني usul اصول باللغة التركية؟ ماذا يعني ؟ usul اصول معنى القاموس الألماني العثماني.
usul اصول در ترکی به چه معناست؟ usul اصول به چه معناست؟ usul اصول معنی فرهنگ لغت آلمانی عثمانی.
usul ~ اصول güncel sözlüklerde anlamı:
USUL ::: (Asıl. C.) Ana, baba. Cedler. * İstinadgâh. * Râcih delil, kaide. Asıllar, kökler, temeller. Bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi lâzım gelen esaslar. Bir hedefe ulaşmak için tutulan düzenli yol. * Tarz, metod, tertip.
usûl ::: (a. i. : asl'ın c.) : 1) asıllar, kökler. 2) bir ilmin veya tekniğin asıl mevzûundan önce öğrenilmesi gereken esas, başlangıç bilgi. 3) başlangıç. 4) yol, yöntem, tertip, metod, nizam, kaide, düzen, fr. methode.
usûl-i aşere ::: tas. seyr ve sülûke giren mürit için kabul edilen on esas : [l. tövbe; 2) zühd : dünyâ nimetlerinden, şehvetten nefsini kesme; 3) Allah'a tevekkül; 4) kanaat; 5) uzlet : halkla teması kesme; 6) zikir; 7) Allah'a yönelme; 8) murakabe; 9) kendi nefsinin rızâsından çıkıp Allah'ın rızâsına girme. 10) takva]
usûl-i fıkıh ::: fıkıh ilminin prensiplerinden bahseden ilim; fıkıh metodolojisi,
usûl-i hadîs ::: hadîs ilminin dayandığı prensipler; hadîs metodolojisi.
usûl-i muzâafa ::: muhasebede yevmiye defterine borçlu hesabının karşılığı olan alacaklı hesabının da, birisi aktif, diğeri pasif tablolarında olmak üzere, aynı zamanda kaydedilmesi hâlidir, [bu metoda âit ilk bilgiler 1294 yılında rahip Lukas Paçiolo'-nun : "Summa de Aritmetica Geometri Proportioni et Proportinalita" adlı eserinde görülmüş ve bu usûle "Italvan usûlü" de denilmektedir]
usûl ve fürû ::: fık. bir kimsenin kendinden ön-cekileriyle sonrakileri, ataları ve çocukları.
usul ::: tarz, metod, yol, düzen, temel, asıl, esas.
Usul :::
- Kökler, asıllar.
- Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri.
- Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz
Örnek: Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu. H. Taner - Bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli ilke ve kurallara göre izlenen yol, metot.
- Yol, yöntem
Örnek: Burada ne kadar av varsa o kadar da avlanmak usulü vardır. H. C. Yalçın - Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar.
- Klasik Türk müziğinde tempo
Örnek: Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir. O. C. Kaygılı - Alçak sesle
Örnek: Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler Karacaoğlan - Yavaş.
- 1) asıllar, kökler (karş. fürû'). 2) süreç (Prozess, Verfahren, procédure).
usūl ::: asıllar , esaslar
usul ::: tertip
usûl ::: asıllar , yöntem , metod
usûl ::: asıllar
usûl ::: yöntem
usûl ::: yol yordam
usûl ::: metod
Usul ::: Şekle ilişkin.
usul ::: şekle ilişkin
usul ::: metot, tarz, yol, yöntem
usul :::
USUL :::